Ultrasonla Kalkaneus Ölçümlerinde Hangi Referans Değerlerini Kullanmalıyız?
2 ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, ‹stanbul, Türkiye
Bu araştırmanın amacı ultrasonla kalkaneal ölçüm yapıldığında, Sahara Ultrasonik Kemik Dansitometresinde mevcut iki ayrı referans bilgilerine (Amerikalı beyaz kadınlar ve Avrupalı kadınlar) göre hesaplanan kantitatif ultrason indeksi t-skorlarını (QUI t-skoru) karşılaştırarak farklı popülasyonlara göre hesaplanan t-skorlarının birbiriyle ilişkisini ve farklılıklarını değerlendirmekti. 166 kadında ultrasonla kalkaneal ölçüm ve aynı zamanda dual enerji x-ray abzorpsiyometresi (DXA= ile lomber omurga ve kalçada kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçümü yapıldı. Tüm olgularda her iki referans değerine göre QUI t-skor ortalamaları hesaplandı. Ultrasonik ölçümlerde iki ayrı referansın yaşa bağlı değişiklikleri saptayabilmeözelliğini belirlemek için olgular <50, 50-59, 60-69>70 olmak üzere 4 gruba ayrılarak her şay grubunda ve DXA ile ölçülen KMY değerlerine göre normal, osteopenik ve osteoporotik olarak sınıflanan olgularda Amerika ve Avrupa referansına göre QUI t-skorlar hesaplandı. Gruplar ANOVa ile karşılaştırıldı. Pearson korelasyon analiziyle t-skorların lomber omurga ve kalça t-skorları ile uyumu araştırıldı.Amerika referansına göre ortalama t-skor değeri 0.7+1.6, Avrupa referansına göre ise 0.9+1.1 idi. Ortalamalar Amerikalı, gerek Avrupalı kadınlara göre belirlenen t-skorları yaşın ilerlemesiyle birlikte ve normal ve KMY düşük olgularda istatistiksel olarak anlamlı değişiklik gösteriyordu. Avrupa referansına göre belirlenen t-skorlar ile lomber omurga (r=0.58) ve femur boynu 8r=0.57) KMY t-skorları arasındaki uyum t-skorları ile lomber omurga (r= 0.58) ve femur boynu (r= 0.57) KMY t-skorları arasındaki uyum Amerika referansına göre belirlenenlerden (r=0.55 ve r= 0.51) daha fazlaydı. Her iki t-skorun riski düzeyini belirlemedeki uyumu istatistiksel olarak anlamlı olsa da (kappa = 0.796), az da olsa bazı olgularda farklılık gösteriyordu. Sonuç olarak, her iki referansa göre belirlenen t-skorları arasında anlamlı korelasyon bulunmasına rağmen, iki farklı popülasyona göre hesaplanan t-skorlarının KMY değişikliklerini ve yaş etkisini belirleyebilmelerindeki farklılıklar, hastaların osteoporoz açısından risk düzeylerini az da olsa farklı şekilde tayin edebilmeleri kendi toplumumuzu uygun referans değerlerimizin belirlenme gerekliliğin önemini ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda çalışmalarımız devam etmektedir.
Anahtar Kelimeler :