Paraplejiklerde Pelvik Bantlı Makara Sistemiyle Progresif Rezistif Egzersizin PelvikStabilizasyona Etkisi
2 Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksek Okulu, Ankara
3 Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye
4 Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Manisa, Türkiye
5 Sağlık Bakanlığı Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, Ankara, Türkiye
Paraplejik hastalarda gövde ve pelvik stabilite hem transfer aktiviteleri hem de ambulasyon açısından çok önemlidir. Hastalar çoğu kez lomber lordozla kalçasını anterior pelvifemoral ligamentlerin aleyhine kitleyerek ayakta duruş pozisyonu sağlarlar. Bu hastalarda lezyon seviyesinin altında yerleşimine rağmen servikal innervasyonlu latissimus dorsi, trapeziusun alt lifleri, pektoral ve serratus anterior kaslarının güçlendirilmesi gövde ve kalça stabilitesinin sağlanmasında çok önemlidir. Çalışmamızda bu kasları pelvik banda bağlı bir makara sisteminden yararlanarak progresif rezistif egzersiz programı ile güçlendirebilmek ve bunun pelvik stabiliteyle fonksiyonel gelişime katkısını araştırmak amaçlanmıştır. Torakal 10-12 seviyeli, paralel seviyesindeki ambule 12 komplet paraplejik hastaya 8 hafta süreli, bir ucu pelvik kemerle hastaya diğer ucu yüke bağlı bir makara sistemi ile progresif rezistif egzersiz programı uygulandı. Egzersiz programı öncesi ve sonrası dinamometre ile ölçümler yapılarak alt ve üst gövde fleksör ve ekstansör kaslarının gelişimi değerlendirildi. Egzersiz programı her hasta için ayrı ayrı ilk dinamometrik ölçümler esas alınarak planlandı. Hastalar giriş ve çıkışta Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçüm Skalası’nın transfer ve yürüyüş alt skalaları ile ve ayrıca pelvik bel stabilizasyonları klinik olarak değerlendirildi. Aynı seviyede 8 paraplejik hasta kontrol grubu olarak alınarak konvansiyonel rehabilitasyon programı öncesi ve sonrası aynı ölçümler yapıldı. Çalışma sonucunda hem çalışma hem de kontrol grubunun paralelde, bel ve pelvik stabilizasyon skorları, FBÖ skalasına göre değerlendirilen transfer ve yürüme aktivitelerinde egzersiz programı sonrası skorlar girişe göre çalışma grubunda daha fazla olmak üzere istatistiksel anlamlı olarak yükselmiştir (çalışma grubu p<0.001, kontrol grubu p<0.05). Giriş ve çıkış dinamometrik değerlendirmelerde özellikle alt gövde ekstansiyon ve fleksiyon gücünde her iki grupta anlamlı artışlar varken, çalışma ve kontrol gruplarının giriş ve çıkış dinamometrik değerleri karşılaştırıldığında alt gövde ekstansör kaslarında çalışma grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir artış vardı (p<0.05). Sonuç olarak torakolomber yerleşimli üst miyotomal kasların rezistif egzersizlerinin pelvik stabilizasyona katkıda bulunacağı ve bunun hastanın günlük yaşam aktivitelerini örneğin transfer başarısını ve ambulasyon şansını artırmanın yanı sıra zaman içinde gelişebilecek pelvifemoral deformiteleri engelleyebileceği düşünüldü.
Anahtar Kelimeler : Parapleji, pelvik stabilite, progresif rezistif eg-zersizler.