Karpal Tünel Sendromu Tedavisinde Kinezyo Bantlama Tekniğinin Hastalık Semptomları, El Fonksiyonu ve Kavrama Gücüne Etkisi: Tek Kör Randomize Kontrollü Çalışma
2 Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Fizik Tedavi Kliniği, İstanbul, Türkiye
3 Clinic of Physical Medicine and Rehabilitation, Şişli Etfal Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey DOI : 10.5152/tftrd.2014.24993
Amaç: Karpal Tünel Sendromu’nda (KTS) kinezyolojik bantlama yönteminin, tek başına ve gece ateli ile birlikte kullanıldığında klinik etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: İdiyopatik hafif ve orta şiddetli KTS tanısı kliniğimizde elektrofizyolojik olarak konulan 40 hasta (60 el) randomize olarak 4 gruba ayrıldı (kinezyolojik bantlama grubu; atel grubu; kinezyolojik bantlama ve atel grubu; kontrol grubu). Hastalar tedavi öncesinde, tedavi sonunda 25. günde, tedavi sonrası 2 ve 3. aylarda Boston Semptom Şiddet Ölçeği, Fonksiyonel Durum Ölçeği, kaba kavrama (Jamar dinamometre), lateral kavrama ve parmak ucu kavrama (pinçmetre), el becerileri (Moberg testi) testleri ile değerlendirildi. Tedavi öncesi ve sonrasında 3. ayda elektrofizyolojik değerlendirme yapıldı.
Bulgular: Kinezyolojik bantlama ve atel kullanılan grupta semptomlar, fonksiyon, tüm kavrama güçleri ve el becerileri testinde tedavi sonunda 25. günde, tedavi sonrası 2 ve 3. aylarda diğer gruplara göre daha anlamlı klinik iyileşme saptandı (p<0,05). Tek başına kinezyolojik bantlama uygulanan grupta semptom şiddeti ve kaba kavramada tedavi sonunda 25. günde ve tedavi sonrası 2. ayda, sadece kontrol grubuna göre anlamlı iyileşme mevcuttu (p<0,05). Tek başına atel kullanılan grupta ise 2. ayda semptom şiddeti, fonksiyon ve kaba kavramada görülen iyileşme sadece kontrol grubundan daha üstündü (p<0,05). Üçüncü ayda tek başına kinezyolojik bantlama grubu ile tek başına atel kullanılan grupta skorların tümü kontrol grubuna eşitti.
Sonuç: Kinezyolojik bantlamanın gece ateli ile birlikte kullanılmasının, tek başına kinezyolojik bantlama veya tek başına atel kullanımından daha etkin ve uzun süreli klinik etki gösterdiği saptanmıştır.