Bilek Kanalı Sendromunda Elektromyografi ve Magnetic Resonance Imaging ile Yapılan İncelemelerin Karşılaştırılması
2 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, İstanbul
3 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, İstanbul
Çalışmamızın amacı klinik olarak KTS ön tanısı ile EMG laboratuvarına gönderilen ve EMG ile KTS teşhisi konulan vakaların MRI ile değerlendirilerek elde edilen sonuçların karşılaştırılmasıydı. Bu amaçla 23'ü vaka 20'si kontrol olmak üzere toplam 43 el çalışmamıza dahil edildi.Çalışmaya dahil edilen 43 elin hepsi median sinir çap oranı (psiform kemik seviyesinde/distal radioulnar eklem seviyesinde) fleksor retinakulum bombeleşme oranı ölçümleri ve median sinir intensitesi temel alınarak KTS yönünden değerlendirildi. Median sinir çap oranı vaka grubunda 2.17+0.54 iken bu oranın kontrol grubunda 1.25+0.12 olduğu (p<0.001) ve fleksor retinakulumun bombeleşme oranının ise vaka grubunda 26.21+5.98 iken kontrol grubunda 7.27+4.53 olduğu (p<0.001) görüldü. Median sinir intensite değerlendirmesinde vaka grubundaki 23 elin 20'sinde median sinirin hiperintens 3 vakada ise izointens olduğu görüldü. Kontrol grubunda ise median sinir 20 elin sadece 3'ünde hiperintens olup geriye kalan 17 olguda izointens idi. EMG bulguyarıyla MRI bulguları arasnıda ise bir ilişki olmadığını gördük. Sonuç olarak; MRI ile yapılan inclemeede KTS'na yol açan etyolojik faktörlerin ortaya konmasında ve özellikle median sinir nöropatisine yol açabilecek proksimal kaynaklı nedenleri araştırmaya yönlendirmede elektrofizyolojik yöntemlerl beraber uygulanmasının faydalı olacağı görüşündeyiz. Ancak MRI incelemesinin sinirin elektrofizyolojik durumu hakkında bize kesinlikle yardımcı olamayacağı unutulmamalıdır.
Keywords :